18 Temmuz 2012 Çarşamba

iPad in, iPhone un, iPod un (touch ın, shuffle ın, varsa diğer modellerinin) ben gözünü seveyim. Reklamlarının,  her yerde gözümüze sokulan elmasının, fanboylarının, haterlarının, geniuslarının, kılıflarının, Steve Jobs un falan komple gözünü seveyim. Ablam hediye etmiş olmasaydı bu gözünü sevdiğimin aleti çoktan denizin dibini boylamıştı gözünü seveyim. Gerçi Ankara'da deniz de yok di mi gözünü seveyim! Gözünü seveyim denizsiz şehir mi olur! Ankara'nın da ta gözünü seveyim!

30 Mayıs 2012 Çarşamba

O ne demek şimdi?

1 Haziran 2012 itibariyle ''O ne demek şimdi?'', ''x mi demek istiyorsun'' ve benzeri ''daha açık/tekrar söyle de gör gününü'', ''bak bi şans veriyorum, çevir'' temalı sorulara ve hatta direkt anlamayanlara istisnasız ''EBENİN AMI DEMEK/DEMEK İSTİYORUM'' diye cevap vericem. Ne adab-ı muaşereti, ne kim olduğunu umursarım. Ben bıktım 1.5 saniye önce söylediklerimi, daha salak kelimelerle, tekrar tekrar açıklamaktan. Hayır, çevirmiycem de. Yok öyle bir huyum.

Duyrulur.
Kime duyuruyorsam artık, sadece benim, senede 1 baktığım bloğumdan..

19 Mart 2012 Pazartesi

Lucid Dreamer traitim de gitmiş..

Arka planda kelt müzikleri duyduğum, karlarla kaplı ülkem, adını atıyorum, Sikimya'nın dağlarında, zırhıma vuran rüzgarla dertleştiğim rüyalarımı özledim lan. Epik olanları geçtim, can sıkıntısından uyanıp, kendime 'Daha düzgün bir şey göremedin mi?' diye kızıp tekrar yattığım sıkıcı rüyaları, hatta bilmediğim bir şeyden canım pahasına kaçtığım kabusları bile özledim.

Bir süredir sadece gündüz canımı sıkan şeyleri görüyorum geceleri.

Uyku düzenime göre (hani şu kaostan doğan) gündüz uyurken bir önceki gece düşündüğüm şeyleri görmemse daha fena..